top of page
Ara
  • neysseno

Sonra bir gün geldi, hiç ummadığın bir gün hiç ummadığın yerden bir ses geldi..

Yaş kaç olursa olsun her gün öğrenmeye, tanımaya devam ettiğin şeyin adına hayat deniyor işte sevgili okur.. Bu, jet hızıyla geçen zaman kavramı ile birleştiğinde de bazen güzel, tatlı; bazen de acı ve ağır oluyor..

Tanıdığım, tanımadığım, tanıdığımı sandığım herkese, saygılarımla..

Böyle başlayalım...

...

Hepinizle ortak bir noktada buluşacağımı düşündüğüm bir konu başlığımız daha var bugün. Kırgınlıklarımız… Ama öylesine değil hakkını versin kalp safından..


Ah sevgili okur, Uğruna çokça fedakâr davrandıklarımızdan kaynaklandığında bu durum, akan gözyaşın da sanıyorum daha bir manalı ve derin oluyor. Ve üzücüdür ki onlar için döktüğün son gözyaşın olduğunu biliyorsun çünkü bugüne kadar çok direndin, çok çabaladın, çok uğraştın didindin.. Yetmedi onlara bunlar da.. olsun benden gitsin dedin kendinden verdin.. Yani hani canları sağ olsun da.. der gibi.

Onlar hasta oldu sen üzüldün, onlar koş dedi koştun dur dedi durdun, gücün yettiğince ufacık ellerine boyuna posuna bakmadan kocaman şeyler yapmaya farklı bir dünya yaratmaya çalıştın. Dahası da buna inandın.. Hem de ne inanmak.. Zaten bu devre ve zamana ters dünyaya gelmişsin.. O zaman neden değişmesin ki deyip durdun ve aslında yaptın da.. İçini kalbini rahat tut sevgili okur. Sen çok şey yaptın o boyunla posunla.

Ama ne oldu biliyor musun.. unuttun çiğ süt emen insanı. Görmezden geldin inatla “yapma” “hata yapıyorsun” diyenleri. Hepsine tam tersi “hayır” dedin. Dedim ya boyuna posuna bakmadan karşılarına dikildin, önce kendini değil onları, onların ailelerini, onların çocuklarını, sevgililerini borçlarını arkadaşlarını kısacası "onlarlı" her şeyi düşündün. Kendinle ilgili her şeyi sona bıraktın... Ne sonu “ben neredeyim be” demedin bile.. Sanki senin bir sevdiğin yoktu.. Senin borcun senin derdin senin sorunun senin hastalığın.. Etten kemikten olanlar hep onlardı da sen başka bir şeydin..

---

Ah sevgili okur..

Sonra bir gün geldi, hiç ummadığın bir gün hiç ummadığın yerden bir ses geldi “Çıt” !

Ah dediğini hisseder gibiyim.. Sağ elini hafif sol yan göğüs hizana getirip bir baktın ki evet ses o taraftan.. Doldu gözlerin.. Derin bir nefes aldın.. Onca şey geçti gözünün önünden, elin kaldı sol yanında.. Kareler birbiri ardına geldikçe arttı duyduğun ses… Ses arttıkça tutmaya çalıştığın gözyaşların da öyle.. Sonra durdun sevgili okur.. Durdun sadece.. Sadece durmak nasıl bir şey biliyor musun. İçin durmazken bedeninle durmaya çalışmak inanılmaz güç.. Ama duruyorsun işte..

İnandıklarından kırıldığında duruyorsun, “Yapmaz o” dediklerinden önce o kişi bunu yaptığında duruyorsun, sevildiğini zannederken aslında bu sevginin bir güne sıkışıp kaldığını görünce duruyorsun.. Bir kere “hayırın” senin yıllarına mal olabileceğini anladığında duruyorsun.. Aslında hiç fark edilmediğini, görülmediğini, hayatından aldığın günleri ve geceleri düşündüğünde “neye karşı” sorusunu sorduğunda bir gün duruyorsun.. Duruyorsun sevgili okur.. Ailemsin sen benim dediğinden dış kapının mandalı hissini anladığında duruyorsun.. Halbuki ufacıktı ellerin.. Ve büyük şeyler yapmıştın.. Öyle sanmıştın..

---

Ah sevgili okur.. Duruyorsun işte öyle.. Sanmışlığınla başbaşasın o noktada.. Boş bakıyorsun hissiz, donuk, anlamsız.. Bir duygu insanıysan sanırım en zoru budur.. Artık ne hissedeceğini hissedememek..

Kendine de kızamasın ki sonuçta sen direttin sen yaptın. Şart mıydı.. Yoo hiç değil di..

Sen bu zamana bu döneme ters dünyaya gelmiş, hisleri her şeyin ötesinde tutan insan.. Maddeden değil de, duygu yanından sarsıldığında duyduğun o minicik ses yine o insanların anlayamacağı kadar çok şey ifade ediyor aslında.. Bilirsin ki kavga etsen gürültü çıkar keşke etsen. Talan edebilirsin ortalığı.. Toz dumana karışabilir. Ama yine bilirsin ki; sen manen kırıldığında hayatın ses tuşu sessize alınır.. Yine akar gider günler.. Ama sessizce.. Ve artık “çıt” bile çıkmaz. Çıkamaz.. O sese hasret kalınabilir öyle bir sessizlik..

Ancak elbette günleri böyle geçirecek değilsin, kaldı ki kim olursa olsun bu birkaç kişiden ibaret de değilsin zaten. dedim ya zaman ve hayat bir araya geldiğinde gayet gidiyor öyle ya da böyle.. Rafların var ya bir yazımda denk gelmiş olmalısın “Bazısı Rafların” kaldırıyorsun onu da işte o rafa.. Adını koyuyorsun rafını seçiyorsun.. Ve devam.. Anne de olur, Kardeş de, arkadaş ya da her neyse.

Sesin etkisi bakidir zaten bizim gibi kalplerde sevgili okur.. Zaten güçte eskisi gibi değil.. Ama ne var biliyor musun..

Belki de hayat benden yanadır diyorum bugün şimdi. Bu bana hayatın Artık Kendine dön deme şeklidir.. Hatırla artık deme düsturudur..

“Rahman kırık kalptedir” buyurmuştur , Unutmamalısın ki ne kadar çabalarsan çabala elleri ufak ama kalbi büyük insan, ırmak ne yaparsan yap denize sığmaz… uslübüdür.

İç sesim şuan şöyle diyor bana "Eee çok ağladın ama o ne olacak"... Olsun..


Başında da dedim ya tanıdığım, tanımadığım, tanıdığımı sandığım herkese,

saygılarımla..


Antika Ayna,


25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page